Beggining
File
Contact
Subscribe our Feed
Blogger
Beggining
Beggining
Beggining

6 Oca 2011

Vakti Zamanında - Alen MARKARYAN

Vakti zamanında,

Seçtiği sivri uçlu kelimelerle zaten,
futbola ayrımcılık getiren,
bir "Ali Sami Alkış" vardı...



Anadolu ayrımcılığı onun stiliyle boyut kazanmıştı...

İstanbul kollanıyor!!!
Anadolu? Paramparça...
Sanki bayağı bir öteki...

Sanki dedim de;

Sanki Trabzon, 6 senelik şampiyonluk dizisini İstanbul bölgesinden kazanmıştı...
Sanki Beşiktaş, kümede kalma mücadelesi yapmamıştı...
Sanki Fener, Galatasaray...?

Bu bir pencereydi.
Maalesef perdesi örtülmüş bir pencere...
Yine de izafiydi.

Ya öbür pencere?
Yarı açıktı!

------ 0 ------

Uzatmadan,
Televizyondaki tek kanallı sistemden çok kanallı sisteme geçildi.
Para, reyting ve tiraj neredeyse oraya akmaya başladı.
Avrupa'nın Türkiye'ye bakış açısı, ufak da olsa pozitife dönüştü.

Sanki Türkiye çok zengin bir ülke miydi ki?
Hayır!

Her takım eşit tesise, eşit harcama gücüne,
eşit manevi desteğe mi sahipti?
Hayır!

Ama Türkiye gelişmekte olan bir ülkeydi..

Yani Ali Sami Alkış'ın sivrilterek yonttuğu

"Anadolu ayrımcılığı",

Projelerde,
Olması istenende,
Ve hin beyinlerde kalıyordu...

Öyle ya, zaten çok az dönen para;
Kime daha çok gazete satılıyorsa,
Hangi camiaya daha çok "teleon-decoder" gidiyorsa
(-ki paralar yerine ödenmediğinden, milletin aldığı decoderler elinde patladı-),
Kimin ikili ilişkileri iyiyse,
Ona gitmiyor muydu?

Zaten kendiliğinden uçurum oluşmamış mıydı?

Sırça sarayda oturanlar,
Sistemi böyle buyurmamış mıydı?

3 sene üst üste gelen Beşiktaş şampiyonluklarının beşiği,
taa 80 lerin başında sallanmamış mıydı?

O beşikte sallanan çocuklar,
antrenman yapacak saha bulamadığından,
Hava Harp Akademilerinin sahasında top koşturmamış mıydı?

Yoksa Beşiktaş'ı da "anadoludan bir klüp" görüyorlardı da,
kılıçlarını ona göre mi çekmişlerdi?

Ya da Cem Uzan;
Fatih Altaylı ile programda üzerine basa basa,
"Fener ve GSaray'dan başka büyük yoktur" sloganını,
neden afişe etmişti ki?

Zaten o dönemdeki kadroya,
"Ayrımcılık" yapmak isteyenlerin de elinden bir şey gelmiyordu...

Ne Anadolusu,
Ne hakemi, federasyonu,
Ne MHK'sı...

Hakemi de yeneceksin lafı,
Sahi;
Nereden çıkmıştı?...

Sonra Beşiktaş'ın elinden alınanlarla, zaman kazanan bu teori,
GSaray'ın ortaya çıkartıp, Hagi ile birleştirdikleriyle,
"Duraklama dönemine" girdi...

Taa ki, geçen sene Anadolu'dan bir şampiyon çıkana kadar...

------ 0 ------

Tekrar alevlenen, "fadoizm" kokan
bu tartışmanın ucundan çekiştirenler;

Yayıncı kuruluşun 320 küsür milyon euroluk para dağıttığını,
Bu paranın tüm takımların tüm galibiyetlerinde, sıralamaya göre eşit dağıtıldığını,
Bütün 1. Lig takımlarının paralandığını, bilinçlendiğini,
Ve ona göre kaliteli transfer yaptığını...

Eskiden deplasmana giden İstanbul takımlarının taraftarına,
nerdeyse stadın yarısı, "fahiş fiyatlara açılırken(!)",
bugünlerde bu mantığın tam tersine işleyip,
ayrılan yüzde beşlik bölgeye verilen 500-600 kişilik yerleri...

Anadolu'daki "bazı kulüplerin" paraya ne kadar doyduklarını..

Görmüyor mu?
Bilmiyor mu?
Algılamıyor mu?

------ 0 ------

"Öğretecek şeyin ne kadar çoksa o kadar büyüksündür"
paragrafıyla yazıya başlayan sevgili Mehmet Demirkol,
bu konuyla ilgili yazı yazanların sonuncusu...

"Büyüklük" kavramının nereye tekamül ettiğini söylemeden,
"Büyüklük Resmi" çizen,

Manevi ve tarihi büyüklükle,
Sportif büyüklüğü ayırmadan "Racon Kesen",

Anadolu'nun "geç te olsa önlenemez gelişini(!)"
(-nereye ve neye göre geliyorsa!-) anlatan

bir yazı bu...

Hissettiğim kadarıyla,
Mutlaka,

Beşiktaş'ın Portekizli oyuncularına sarkan...
Üç büyüklerin geldiği durumu, Beşiktaş'a hedefleyerek özetleyen,
bir yazı yazmış...

Ahanda tam da burada mevzu başlıyor!!!

"Anadolu Ayrımcılığı" paravanın adı aslında...

Paravanın arkasında,
Bence,
"Portekizli Futbolcular" var...

"Beşiktaş bunları nasıl transfer etti" var...

Fenerbahçe Başkanı'na bile sorulduğunda;
"Ne var bizde yaptık(!)" deyip savunmaya geçmesi,
Mevzunun Şah Damarı!!!

Sanki Beşiktaş camiası,
6 yabancı olsun diye yırtındı..

Sanki Beşiktaş'ın Başkanı,
6+2 olsun diye söylenip durdu...

Sanki biz,

"Böyle olursa yabancı istilasına uğrayacağız...
(Sizin Beşiktaş'ı yermek için savunduğunuz, bizim ise yürekten inandığımız)
Necipleri Rıdvanları Ali Küçikleri oynatamayacağız...
Türk futbolunu bitireceksiniz..."

diye yırtınmadık...

Sanki ben çıktım da;
"Yabancı futbolcu sınırlaması serbest bırakılsın,
Avrupa'da başarı yakalayamıyoruz!"
dedim de,

Onun için;
6+2... Bir +2 daha oldu...

Şimdi çıkmışsınız "Necip oynayamıyor" diye hedef gösteriyorsunuz...

Necip'in yerine Aurello oynadı...
Ernst oynadı...
Şimdi bir de Fernandes geldi...

Sanki bizim arka sokaktan amcamın oğlu oynuyor...
Pöhh!

Madem futbolun gizli patronları böyle buyurdular...
Oyun böyle oynanır dediler...
Biz de ilk defa "hodri meydan" dedik...

Kurallarıyla hem de...

Oturdukları yerden habire zıplamaları ondan...

Alınanlar içerisinde sadece biri Avrupa'da oynayacakmış...
Afedersiniz ama biz bunları 3 aylığına mı aldık?
Bu işin, giriş-gelişme ve sonuç bölümü yok mu?
35 yaşında futbolcular alındı da,biz mi bilmiyoruz?
Almeida'nın, Fernandes'in en faydalı dönemleri değil mi?

"Anadolu Ayrıştırılırken",
Beşiktaş neden kıyas tutuluyor?

Anadolu dedikleri Kayseri'ye bir baksınlar...

Hangi futbolcusu "Türkiye Doğumlu"?

------ 0 ------

Aynı gazetenin iki değerli yazarı...
Ayrı kutuptalar...

Ercan Güven methiyeler düzerken Beşiktaş'a,
Mehmet Demirkol "bu saçmalığı(!)" anlayamadığını söylüyor...

Nedir bu paradoks?

Halbu ki değişen dünyayla beraber, Türkiye de değişiyor...
Artık Barcelona'da ne tesis varsa, Beşiktaş'ta da var...
F.Bahçedeki stadın aynısı, Kayseri'de de var...

Lakin,
felsefeler ve hayata bakış arasında,
ve bunları yorumlamada,
her kademede bir on yıl var...

"Anadolu geliyor" dediğinizde,
Türkiye ligindeki, "subjektif yapı"yı mı koz olarak kullanıyorsunuz?

O zaman "Geçen senenin şampiyonu, Şampiyonlar Ligi'nde neden yerle bir oldu?"
"Neden Trabzon ilk elemede Liverpool'a elendi?" sorularını da siz cevaplamalısınız...

Gerçekleri saklayarak yaptığınız yorumlar,
Türk futbolunu yıpratmaktadır!!!

Tıpkı,
Bir yandan 6+2+2'yi savunurken,
Beşiktaş'ın yaptığı transferlere burun kıvırmanız gibi...

Gerçekleri saklayarak yorumluyorsunuz olanı biteni...

Netice itibariyle,

Yazacak çok şey vardır da,
Takat yoktur...

İngiltere kendi ülkelerinde milli olmamış oyuncuları,
ülkesine sokmamaktadır ki,
takdire şayandır...

Beşiktaş'ta artık (-inşallah böyle devam eder-),
belli bir standartın üstündekilerle muhatttaptır...
Bu da gözlerinden öpülesidir...

Yine netice itibariyle,
"Anadolu Gelişi" filan yoktur...
Zaten "olması gereken" budur...

4-5 takımlı şampiyonluk mücadelesi, seneler evvel olmalıydı...
Futbol kamuoyuna zevk veren budur...
Ülke böyle gelişmektedir...

Sistem azıcık değişmiştir...

320 küsür milyon euro "nasıl dönüşüm yapacak"tır gayrı...

Dedim ya takat yoktur...

Tüm Spor Kamuoyuna sevgilerimle...

Herkese iyi seneler.

Alen Markaryan

Share |

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı bekliyoruz...