Olala!

Heyecanlı, stres dolu bir haftayı daha geride bıraktık. Bu hafta neler olmadı ki hayatımınız futbola bakan kısmında? Schuster takıma elveda dedi, Beşiktaş’ın çocuğu Tayfur takımın başına getirildi. Cuma günü ilginç bir derbi yaşandı, güya ses rekoru kırıldı vesaire vesaire. Neyse ki mutlu, huzurlu geldi sonu.

Biraz maçtan bahsedelim o halde. İlk yarı tatsız, tutsuzdu açıkçası. Fazla pozisyon zenginliği yoktu. Gel gelelim bir anlık dikkat kaybından golü ağlarımızda bulmuştuk bir kere. Karanlık dakikalar başladı o anda dünyanın dört bir yanındaki Beşiktaşlıların yüreğinde. Az çok tahmin edebiliyorduk maçın sonunu. İkinci yarıda ise bambaşka bir Beşiktaş vardı sahada. Aslında ilk yarının sonlarına doğru iyi sinyaller vermeye başlamıştı takım. İkinci yarıda da üstüne katarak oynamaya devam etti.

Dakikalar 61’i gösterdiğinde bu kez Beşiktaş’ın şovu başladı Dolmabahçe’de. Ekrem’le başlayan atak, Quaresma’nın ortası ve Almeida’nın son derece şık kafasıyla ağlarda son buldu. Bu dakikadan sonra ikinci gol için daha fazla yüklendi Beşiktaş. Nitekim taraftarın da desteğiyle gecikmedi gol. Simao’nun kullandığı serbest vuruşta genç (!) Fabian Ernst topu ağlarla buluşturdu. Genç diyorum zira geçen hafta Manisa maçında 90+2’de ilk kez (!) formayı sırtına geçirdi Ernst. İkinci golden sonra Beşiktaş’ın kapanacağını düşünmüştüm açıkçası. Ama içimden inşallah geri çekilmeyiz diye de geçiriyordum. Zaten geri de çekilmedi Beşiktaş. Bunun meyvesini de 76. dakikada Quaresma’nın muhteşem, enfes, harika (yazar burada kendinden geçiyor.) trivelasıyla aldı zaten.

81. dakikada ise ilginç bir pozisyon yaşandı İnönü’de. Ofsayttan gelen pasla kaleciyle karşı karşıya kalan Kayserisporlu futbolcu, Ernst ve Ferrari’nin ikili sıkıştırmasıyla kendini yerde buldu. Hakem de fırsatı kaçırır mı tabi, penaltıyı gönül rahatlığıyla vermiş bulundu. 3-2. Bu dakikadan sonra tekrar sıkıntılı anlar başladı taraftarlar için. Fakat Necip-Quaresma-Almeida işbirliği bu sıkıntıya çok geçmeden son verdi. 4-2.

Velhasıl kelam güzel bir geceydi bizim için. 108. doğum günümüzde hoş bir hediye oldu bu galibiyet. Umarız bir haykırışın başlangıcıdır bu 3 puan. Tayfur Havutçu ile birlikte nice zaferlere…