Beggining
File
Contact
Subscribe our Feed
Blogger
Beggining
Beggining
Beggining

28 Eki 2010

Schuster, Rijkaard Değil !


Schuster’e “Rijkaard kefeni” biçmek için makaslarını bileyen Beşiktaşlılar “sadist” veya “yamyam” değiller elbet... Hoca yemekten zevk almıyorlar. Beşiktaş’ı karıştırmak gibi bir misyonları olduğu da iddia edilemez.

Sadece “duruma” bakıyorlar, “vazife” çıkarıyorlar.

Lig muhasebesi son beş yılın en kötü 9 haftasını gösteriyor. Liderle puan farkı çift haneli rakamlara vuruyor. Beşiktaş kalesi yolgeçen hanına dönmüş.

Bu koşullarda hocanın kellesini istemek, sevgili ülkemizde vaka-i adiyeden işler. O kadar ki, kimse sesini çıkarmasa bambaşka dedikodular çıkar Allah korusun!

Tuhaf olan Schuster’e tepkilerin “mırıltı” halinde kalması, en keskin Beşiktaşlıların bile ürkek ve temkinli adımlar atması.

“Korkak”, “salak”, “içten pazarlıklı” gibi laflar duyan var mı?

Neden?.. Neden Rijkaard’a reva görüldüğü gibi yüklenilmiyor Schuster’e?

Kariyerinden mi?

Ücreti mi az?

Medya ile mi içli dışlı?

Hayır...,

Birincisi ve belki de en önemlisi, tuhaf performanslı maçlardan sonra futbolcularını suçlamıyor Schuster.

Rijkaard’dan daha “delikanlı”.
* * *

İnanılmaz, ama Nihat’ı bile korumaya çalışıyor!

O Nihat ki, medarı iftiharımız , göz bebeğimiz, bir zamanlar Avrupa’daki gurur duyduğumuz temsilcimiz, sakatlıktan sonra topla ayağını birleştiremez -birleştirse de topu yürütemez- hale gelmiş ne yazık.

Biz bunalıyoruz, o daha çok bunalıyor.

İşte o Nihat’ı kazanmaya çalışıyor ve koruyor Alman Hoca. (İnanır mısınız ben hâlâ bekliyorum “Nihat eski formunun yarısına kavuşsun” da “Helal olsun Schuster” yazısı yazayım diye. Gerçi Nihat düzelmezse de “helal olsun Schuster’e” ; ayrı mesele.)

Gel de “Beşiktaş 10 kişi oynuyor” diye kız adama !.. Yabancı bir hoca niye uğraşsın bir futbolcuyla, çıkarır tribüne “Yenisini isterim” der olur biter.
* * *

Schuster, Rijkaard değil, işin içinde insanlığa dair bir şeyler var. Bunu da Beşiktaş taraftarı kadar iyi hissedebilecek kimseler yok Dünya’da.

O zaman “Beşiktaş’ın çizgi defansı çok açık veriyormuş”dan yola çıkıp, “Bu Schuster futbolu bilmiyor” gibi abukluklara gidemiyor kimse. En azından kolayca gidemiyor.

İkincisi, “umut” sürüyor Beşiktaş takımından...

Azalmış olabilir. Ama daha düne kadar Fenerbahçe’den ve Galatasaray’dan umut bile yoktu. Beşiktaş’ta umutlar azalıp Fenerbahçe ve Galatasaray’da artarken, henüz “başa baş” duruyor üç büyüklerin “umut grafikleri”.

Malum; üç büyüklerde “kıstas” üçbüyüklerdir ve “atı alan Üsküdar’ı geçerken” bile üç büyükler sadece birbirlerine göre pozisyon almaya uğraşırlar.(Bakınız; Fenerbahçe-Galatasaray derbisi... İkisi de üç puanı kaybetti, biri bayram yapıyor diğeri karalar bağlıyor)

* * *

Üçüncüsü... Son dört mağlubiyete sakatlıklar ve eksiklerin katkısı bariz. Kadronun iyi olduğu biliniyor. Schuster’in iyi teknik direktör olduğu gibi.

Ortadaki sorunların henüz “halledilebilir” olduğunu düşünüyor çoğu Beşiktaşlı.

Aynen benim gibi.

Schuster’e “Rijkaard kefeni” biçmek için makaslarını bileyenler, umarım o makasla tırnaklarını keserler.

Ercan Güven / Milliyet

Share |

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı bekliyoruz...