Birkaç Portekizli

Ha oldu ha olacak dedik, ne hayaller kurduk daha hiçbiri gelmeden. Sonunda geldiler! 

Herşey bir gün bir akşam Manuel Fernandes haberiyle başlamıştı.

Çok fazla tanıyanı olmadığından olsa gerek kimse umursamadı sanki.

Ya da herkes içten içe sevinmiş "Yeeetmeeeez! Yıldırım Demirören yeeetmezzzzz!" diye içinden bağırıyordu.

Belki Demirören bu sesleri duydu belki hissetti belki de cidden "Bazıları"nın deyimi ile 14 puan farkın örtbas edilmesi için Fernandes'in yanında iki, önünde bir portekizli istedi. 

Zaten Quaresma karakartalın iki kanadından biriydi ama diğer kanadı sanki kırık gibiydi hep bir eksiklik vardı.

Barcelona'ya yeni Figo diye getirilen dikiş tutturamayan ama ülkesinde ve Madrid'de (not Real) yıldızlaşan Atletico Madrid'in kaptanı Simao takımımıza kol kanat germek için biçilmiş kaftan seçildi.

Kartalın pençesi kim olacaktı? Bobo hep sakat... Nobre sakat olmadığı zamanlarda zaten koşamıyor. Yine sakat Holosko zaten gol kaçırma makinesi... 

Ve bir gece sahnede Werder Bremen'in yıldızı Almeida... 

Bir maçta 3 gol birden atıyor. 

İşte o gece bombalar geliyor. 

Müjdeyi Pascal veriyor. 

Almeida yalanlıyor. 

Renkliler alamazsınız diyor. 

Simao'nun gelişiyle ilk önce bir tırsıyorlar ama kıskançlık psikolojisiyle "hadi len!" diyorlar.

Neden olmasın diyorum içimden.

İverson, Guti, Quaresma gelmedi mi bu camiaya?

Çok geçmiyor aynı günün gecesinde sözleşme imzalanıyor.

"Başbakan olacak adamsın Adalı" diyor birisi.

Durup düşünüyorum. Adam cidden haklı. :)

Zaten Beşiktaş, Türkiye Cumhuriyeti değil mi?

Her neyse... Sonunda bir bakıyoruz portekizliler eleştiriliyor. 

İyi de niye?! Daha gelip top mu oynadılar burada?

Neymiş efendim Portekiz Milli Takımı'nın hali ortadaymış.

Seninki sanki süperdi!

En son oynanan Portekiz-İspanya maçını hatırlıyorum... 

Beşiktaş'ı düşünüyorum...

Olacak olanı söylemek istiyorum. 

İşte bunun gibi birşey...

Bilmem anladınız mı neden birkaç portekizli?